Şarkılı turnelerde olaylar çıkıyor

Son bir yıl içinde Cem Karaca, Ali Rıza Binboğa, Ersen, Melike Demirağ, Edip Akbayram ve Barış Manço programlarını yarıda kesip İstanbul’a dönmek zorunda kaldılar.

Bir zamanlar Anadolu, şarkıcı ve müzik toplulukları için hem bol bol alkış alınacak hem de yüzbinlerce lira toplanacak bir yerdi.

Her şarkıcı veya topluluk yılın en az bir iki ayını Anadolu turnelerinde geçirirdi. Fakat sanata siyaset katıldıktan, seyirci iki gruba ayrıldıktan sonra çıkılan bütün turneler yarıda kaldı.

Siyasi şarkılar yazan, siyasi konuşmalar yapan şarkıcılar, sadece müzikle uğraşan arkadaşlarının da Anadolu’ya çıkma şansını ortadan kaldırdılar.

Son bir yıl içinde Cem Karaca, Ersen, Melike Demirağ, Edip Akbayram, Barış Manço ve daha birçok şarkıcı olaylı konserler yüzündün turnelerini yarıda kesip İstanbul’a döndüler.

Birkaç yıl öncesine kadar Anadolu seyircisi için müzik hoşça vakit geçirten bir şeydi. Yılın belirli zamanlarında şehirlerine, kasabalarına radyodan gazetelerden, plaklardan tanıdıkları ünlü şarkıcılar gelirdi. Aylarca önceden konser için bilet alınır, tanıdığı sevdiği şarkıcıyı daha yakından görmek, dinlemek imkanına sahip olurdu.

Şarkıcılar daha kolay şöhret yapmak için siyasi partilerin ideolojilerini yansıtan şarkılar söylemeye başladılar. Çoğu siyasi partilerin seçim şarkıcısı haline geldi. Hal böyle olunca, Anadolu turneleri de halk tarafından siyasi propaganda ve gövde gösterisi gibi görülmeye başlandı. Her konserde iki siyasi görüşü savunan kitleler çatışmaya başladı. Sonunda bu işi yapan şarkıcı ve grupların yanı sıra, sadece müzikle uğraşan şarkıcılar da turne yapamaz hale geldiler.

Bu işin suçluları kimdi?

Başta her konserini mitinglere çeviren Cem Karaca.

Sonra, Ali Rıza Binboğa, miting şarkıcısı Şenay ve Melike Demirağ.

Son birkaç ay içinde Barış Manço, Edip Akbayram, Ersen, Cem Karaca, Melike Demirağ, Engin Evin ve daha birçok şarkıcı çıktıkları turnelerden büyük olaylar sebebiyle geri dönmek zorunda kaldı.

Barış Manço, “Siyasi düşüncemle yaptığım müzik ayrılmıştır. Birincisi benim sandık başındaki oy verme şeklimi tayin eder. Müzikteki düşüncem ise sağ veya sol fikri vermek yerine daha gelişmiş, daha kaliteli müziği vermektir. Fakat kendi meslektaşlarımın hatalı hareketleri yüzünden Anadolu seyircisi kesin olarak ikiye ayrılmış. Şarkıcıyı bir müzisyen gibi değil, bir parti lideri gibi karşılıyor. Son turnemde bunu gördüm, bunu hissettim. Durum en başta müzik çalışmalarına zararlı olacaktır” diyor.

Mart 1976 – Tercüman Gazetesi Arşivi