TRT Adnan Oktar şarlatanlığına izin vermedi

TRT yönetimi şarlatanlığa izin vermedi!
Bu laflar Adnan Hoca’nın;
“Hakkımdaki olumsuz söylentiler arttıkça gençler daha çok merak edip, bana koşuyorlar..”

Adnan Hoca’nın uzun bir aradan sonra tekrar televizyon ekranlarına dönen Ertürk Yöndem’in hazırladığı ve yarın akşam saat 22.00’de birinci kanalda yayınlanacak “Perde Arkası” programında zehirini dökmesi önlenmiş oldu.
Hakkında “iki şüpheli intiharın sorumlusu olduğu yolunda” kuşkular bulunan, ağına düşürdüğü zengin aile kızlarını sahte nikahla evlendirdiği iddia edilen ve hep paçayı kurtarmayı başaran Adnan Hoca’nın ekrana gelmesi son anda önlendi.

Kandırdığı gençleri ailelerinden kopardığı bilinen Adnan Hoca’nın yıllardır aradığı fırsatı yakaladığını belirten anne ve babaların gösterdiği tepki sonucu Denetleme Kurulu, Adnan Hoca’nın röportajı için “yayınlanamaz” kararı verdi.
Kamuoyunda “Adnan Hoca” lakabıyla anılan ve bugüne kadar birçok üniversiteli gencin ortadan kaybolması ve intihar etmesinden sorumlu olduğu öne sürülen, ancak hakkında hiçbir işlem yapılmayan Adnan Oktar’ın ekrandan gençlere seslenmesi televizyona çıkarılması son anda önlendi.

TRT Denetim Kurulu, Ertürk Yöndem’in hazırlayıp sunduğu “Perde Arkası” programında yarın gece saat 22.00’de ekrana gelecek olan Adnan Hoca’nın yer aldığı bölüm için “yayınlanamaz” kararı verdi.

Programdan çıkarılan Adnan Hoca’nın yerine 1968’lerde Ülkü Ocakları Dernekleri” liderliği yapan Rahmi Ongun programa alındı.

Müridlerini lise ve üniversitede okuyan zengin aile çocuklarından seçtiği bilinen Adnan Hoca’nın devlet televizyonundan propaganda yapması önlenmiş oldu.
Gençlere, diskoteğe gitmenin, kız erkek arkadaşlığında ileri boyutlara ulaşmanın kötü bir şey olmadığını söyleyerek, gerici faaliyetlerde bulunan Adnan Hoca’nın hangi mantıkla televizyon ekranlarından milyonlarca izleyiciye tanıtılmak istendiği merak konusu oldu.

Hakkında çıkan yazıların, hatta bunlar çok kötü olsa bile “Reklamı” olduğunu açık açık söyeyen ve “Benimle ilgili olumsuz haberler çıktıkça meraklanan gençler bana koşuyor” diyen Adnan Hoca’nın en etkili yayın organında tanıtılmak istenmesi kasıtlı bulundu.

Programın yayınlanacağını öğrenen pek çok aile “Bu anlaşılmaz bir olay. Ne olduğu malum bir kişiyi televizyona çıkararak reklamını yapmak, herhalde TRT’nin yeni anlayışına pek uygun” dediler.

Birçok veli ise çocukların saflığından yararlanarak, çağdışı düşüncelerinde alet olarak kullanan Adnan Hoca ile ilgili programın yayınlanmamasını istediler. Veliler programın kaldırılmasını memnuniyetle karşıladılar.

Adnan Oktar neler yapmıştı

Adnan Oktar’ın görüştüğü birçok öğrencinin bir süre sonra tamamen toplumdan, en yakın arkadaşlarından ve ailesinden kopması, kılık kıyafet değiştirerek kapanması ve daha sonra da bunalıma girerek intihar etmesi, zaman zaman kamuoyunu günlerce meşgul eden olayların başında yer aldı.
Müritlerini özellikle Robert Kolej ile Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden seçtiği belirtilen Adnan Hoca’nın yol açtığı öne sürülen iki intihar olayı kamuoyunun hafızasında hala yer alıyor.

Adnan Oktar’ın müridi olduğu arkadaşları tarafından öne sürülen Boğaziçi üniversitesi öğrencilerinden Tayfun Baban’ın, 1988 yılı haziran ayında, Boğaz köprüsü üzerinde otomobilini bırakarak kayıplara karışması hala sırrını korurken, son olarak yine Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Vistül Ayerdem’in 14 aralık günü etiler’de bir apartman dairesinden atlayarak intihar etmesi Adnan Oktar’ı yine gündeme getirdi.

Tüm intiharlardan sonra gündeme gelen Adnan Oktar, intihar eden kişileri tanımadığını ve bu söylentilerin kendisini yıpratmak için çıkarıldığını söylemişti. Ancak Adnan Oktar’ın bu açıklamalarına rağmen, birçok aile çocuklarının Adnan Hoca’nın müridi olduğunu, bu yüzden evi terk ettiğini belirterek yardım istemişlerdi.

Gerici faaliyetlerde bulunduğu için bir süre gözaltına alınan ve daha sonra Paranoya teşhisi konarak akıl hastanesinde 10 ay yatan Adnan Oktar’ın Ertürk Yöndem’le konuşması sırasında “Demokrat bir kişiliğe bürünmesi” dikkat çekti.
Yöndem’in “Bazı intihar olaylarına sebep olduğunuz yazılıyor. Bu konuda ne dersiniz?” sorusuna gayet ilgisiz cevaplar veren Adnan Oktar laf kalabalığından başka hiçbir şey taşımayan cevabında bakın neler söylüyor;

Adnan Oktar intihar iddialarına şunları söyledi:

“Basının haber alması güçlüdür. Olay o değil. Bir düşünce sistemini ortadan kaldırmak, ya da o düşünce sistemine karşı bir mücadele verme meselesidir bu. Yani kamuoyunda ajitasyon, panik meydana getirmek. Çok korkunç bir insandır. Ona giden ölür, intihar eder, sağlığını kaybeder, en azından şaibeli insandır. O imajı vermek kasden yapılan bir tavır oluyor. O şahsa gitmeyin, o çok korkunç bir kişidir. Sizi ölüme maceraya sürükleyebilir. Bu mesajı vermek. Bu başarılı mı oluyor. Hayır tam tersi. Daha çok merak edilen bir tavır oluyor.
Ekrana gelmesi önlenen görüşme sırasında 1986 yılına kadar gerici ideolojiyi savunduğunu itiraf eden Adnan Oktar “O dönemlerde gericiliği acımasız bir şekilde savunmuyordum. Gericiliğin bir medeniliği, bir insancıllığı vardı” diyordu.
Yöndem’in “Demek ki o dönemlerde eğittiğiniz öğrencilere ters bilgiler verdiniz” sözüne karşılık olarak da şunları söylüyordu:
“Aslında o verdiğim bilgileri de aranje ediyordum. Gericiliği salt olarak vermiyordum. Benim verdiğim gericilik güler yüzlüydü. Kadın aleyhine olan iğrençliği tesbit ediyordum.

Adnan Oktar’ın Atatürk’le ilgili görüşleri ise şöyle;

“Atatürk çok büyük hizmetleri olmuş bir insandır. Tarihi bir devrimcidir. Atatürk kendini savunamayan bir insan durumunda şimdi. Yani şöyledir böyledir diye hakkında konuşmak doğru olmaz.”

13 Ocak 1990