Kim Korkar Deli Danadan

İngiltere’de 10 kişi deli dana hastalığı nedeniyle öldüğü için bütün Avrupa ülkeleri ayağa kalktı.

Dana eti tüketimi bir anda bıçak gibi kesildi. Hükümetler acil tedbirler almaya başladılar. Binlerce danayı imha ederek deli dana virüsünü yok etmeye başladılar.

10 kişi öldü diye Avrupa ülkelerinde bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye’de ne yapıldı?

Ölümlerin Teşhisi Konulmuyor

Doüğrusu bugüne kadar kaç kişinin hastalıklı hayvan etleri nedeniyle hayatını kaybetitği dahi bilinmiyor.

Belki yılda 100 200 kişi vebalı, hastalıklı etler nedeniyle ölüp gidiyor. Ama ne bunun teşhisi konuluyor ne de istatistikleri tutuluyor.

Acı bir gerçek daha var ki Türkiye’de milyonlarca kişi bir kilo eti zor alıyor.

Bu eti alırken de ne hastalıklı olduğunu, ne de hangi şartlarda kesildiğini düşünüyor. Bu kişiler hastalanıp öldüğünde de “kader” denilip, hastalık teşhisi bile kesin olarak konulmadan toprağa gömülüyor.

Türkiye’de kimin neden öldüğünü araştırsanız, elinize doğru rakamlar geçmez. Örneğin kanser nedeniyle ölüm olaylarında bile istatistikleri tutulmuyor.

Tabi ki deli dana veya veba needniyle ölenler de bilinmiyor.

Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, “Türkiye için şimdilik korkulacak bir durum yok” derken, vatandaşlara beyaz et yemelerini öneriyor. Peki beyaz et olarak satılan tavuklar, ne derece sağlıklı? Aşırı hormon ve çeşitli yemlerle 40 gün gibi kısa bir sürede büyüyerek kesimlik hale geliyor. Oysa normal şartlarda bir piliç 5 ayda kesilecek büyüklüğe ulaşır.

Türkiye’de sağlıksız beslenme bu düzeydeyken, İngiltere’de ölen 10 kişi nedeniyle günlerdir gazete ve televizyonlarda deli dana hastalığı işleniyor. Yazılı ve görsel basını izleyen kişiler de haberlerden etkileniyor. Ama dana eti yemeye devam ediyor.

Asıl sorunu olayı gerçekten önemseyenler yaşıyor. Türkiye’de dana etindeki veba ve diğer hastalıklar nedeniyle bir süre içinde dana eti yemek istemeyenler, zor şartlar altında.

Temkinli tüketici evinde pişireceği yemek için tavuk veya koyun eti seçerken, diğer kurumlar konuya gereken önemi vermiyorlar. Örneğin çalışanların öğlen yemeklerinde dana eti konuluyor. Okullarda çocukların yemekleri dana etinden hazırlanıyor.

Deli Dana: Kimse Önem Vermiyor

Sonuçta bir iki ay dana eti yemeyerek tedbir almak da mümkün değil. Oysa Avrupa’da dana eti satışları bıçak gibi kesildi.

Bu nedenle de et üreticileri hastalıklarla mücadele için varlarını yoklarını harcıyorlar. Binlerce hayvan imha edildi.

Şimdi Avrupalı üreticiler, deli dana, veba gibi hastalıklar ortaya çıkmaması için büyük bir çaba içine girdiler.

Danalarını aşılatmak, iyi beslemek için çalışacaklar. Sonuçta da kaliteli et üretimi sağlanacak. Böylece, İngiltere’de veya başka bir Avrupa ülkesinde hastalıklı hayvan nedeniyle ölümler sıfıra yaklaşacak.

Türkiye’de ise “eski tas eski hamam” misali, hastalıklı, hastalıksız et yemeye devam edilecek. Bir kilo et bulanlar haline şükredecek.

Gülden Özkoparan – Meydan Gazetesi Arşivi

Nisan 1996

Deli dana paniği

“Deli Dana” krizi balıkçılara yaradı